Disiplin Cezasının İptali İçin Hukuki Gerekçeler ve İdare Hukuku İlkeleri
Ankara 4. İdare Mahkemesi, İzmir İli Karşıyaka Malmüdürü olarak görev yapan davacının, hakkında yapılan disiplin soruşturması sonucunda 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunun 125/A-(h) maddesi uyarınca verilen uyarma cezasının iptali için açtığı davayı değerlendirmiştir. İzmir Valiliği İl Disiplin Kurulu’nun 01.02.2023 tarihli kararına itiraz eden davacı, soruşturmanın tarafsız olmadığı, lehe ve aleyhe delillerin toplanmadığı, disiplin cezasının zamanaşımına uğradığı, savunma hakkının kısıtlandığı ve verilen cezanın ölçüsüz olduğu gerekçeleriyle işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Davacı, disiplin cezasının soyut tanık ifadelerine dayandığını ve kamu yararını sağlamaktan uzak olduğunu savunmuştur.
Mahkeme, disiplin cezalarının kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi için kamu görevlilerinin mevzuata uygun davranmalarını sağlamak amacıyla uygulandığını, bu nedenle disiplin soruşturmalarının belirli usuller çerçevesinde yapılmasının zorunlu olduğunu belirtmiştir. Disiplin hukuku ilkelerine göre, disiplin cezası verilebilmesi için kusurlu halin tespitinden sonra tarafsız bir soruşturmacı görevlendirilerek soruşturma açılması, lehe ve aleyhe tüm delillerin toplanarak bir soruşturma raporu hazırlanması gerekmektedir. Bu süreçte memurun savunma hakkının da korunması gerektiği vurgulanmıştır.
Dosya incelendiğinde, davacının KHK İşlemleri İl Bürosu birim sorumlusu olarak görevlendirildiği dönemde aldığı raporların usul ve fenne uygun olduğu, ancak iş barışını ve motivasyonu bozduğu iddialarıyla disiplin cezası verildiği anlaşılmıştır. Kamu Denetçiliği Kurumu, davacının disiplin soruşturması sürecinde yapılan tayin taleplerinde davacının sebep olarak gösterilmediğini ve bu taleplerin disiplin soruşturmasına kasıtlı olarak dahil edildiğini belirlemiştir. Ayrıca, disipline aykırı fiillerle ilgili açık ve net bir soruşturma oluru verilmediği vurgulanmıştır.
Mahkeme, usulüne uygun soruşturma oluru verilmeden düzenlenen rapora istinaden tesis edilen disiplin cezasının hukuka aykırı olduğuna karar vermiştir. Bu nedenle, dava konusu işlemin iptaline ve davacıya yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ödenmesine hükmedilmiştir.
Sonuç olarak, disiplin cezalarının hukuka uygun bir şekilde verilmesi, idare hukuku ilkelerine ve memurun savunma hakkına saygı gösterilmesi gerektiği bir kez daha vurgulanmıştır. Bu karar, devlet memurlarını koruma ve adil yargılama ilkeleri açısından önemli bir örnek teşkil etmektedir.
Yorumlar kapalı.