Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda uzman erbaş olarak görev yapan davacı, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması olumsuz sonuçlandığı gerekçesiyle sözleşmesi feshedilmiştir. Davacı, sözleşme feshi işlemine karşı açtığı davayı kazanmış ve iptal kararı verilmiştir. Bunun üzerine Mahkeme kararının uygulanarak atamasının yapılmasını istemiş ancak 7315 sayılı Kanun kapsamında yeniden yapılan değerlendirme sonucunda, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması tekrar olumsuz sonuçlandığından, Milli Savunma Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü tarafından başvurusu reddedilmiştir.
Davacı, işlemin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, hakkında güvenlik soruşturması yapılamayacağını, yapılabileceği kabul edilse dahi gösterilen gerekçenin derdest bir ceza yargılaması olması nedeniyle masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı ile bağdaşmadığını ileri sürerek, işlemin iptali ile mahrum kaldığı parasal haklarının işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesini ve özlük haklarının iadesini talep etmiştir.
Davacının savunmasına karşı, davalı idare işlemin hukuka uygun olduğunu, yargı mercilerinin yerindelik denetimi yapamayacağını, davacı hakkında iki farklı suçtan ceza dosyasının bulunduğunu, ilgili mevzuat kapsamında işlem tesis edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dava dosyası incelendiğinde; 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu ve 4045 sayılı Güvenlik Soruşturması Kanunu uyarınca yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması olumsuz sonuçlandığından davacının sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmıştır. Davacı hakkında Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “Çocuğun Cinsel İstismarı” ve “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma” suçlarından mahkumiyet kararı verilmiş, ancak bu kararın istinaf aşamasında olduğu, Yargıtay 14. Ceza Dairesi tarafından “Çocuğun Cinsel İstismarı” suçu yönünden hükmün bozulmasına, “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma” suçu yönünden ise kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Sonrasında yapılan yargılamada, davacı hakkında “Reşit Olmayanla Cinsel İlişki” suçu yönünden düşme kararı verilmiş, “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma” suçu yönünden ise ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu kararlara karşı yapılan temyiz başvuruları reddedilmiş ve kararlar kesinleşmiştir. Ayrıca davacı hakkında halihazırda devam eden başka bir soruşturma veya kovuşturma bulunmamaktadır.
Ankara 8. İdare Mahkemesi, davacının arşiv araştırmasını olumsuz kılacak herhangi bir bilgi ve belgenin dosya kapsamında yer almadığını belirterek, davacının arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandırılması nedeniyle tesis edilen işlemin sebep unsuru yönünden hukuka uygunluk bulunmadığına karar vermiştir. Ayrıca, hukuka aykırı işlem nedeniyle davacının mahrum kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine hükmedilmiştir.
Bu karar, davacının güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda maruz kaldığı haksız işlemlere karşı devlet memurlarını koruma ve idare hukuku bağlamında önemli bir örnek teşkil etmektedir.
Yorumlar kapalı.